ABD'deki Borç Krizi Öğrenci Kredilerini Andırıyor! Neler Oluyor?

Amerikalı ekonomist Jared Bernstein, uzun yıllar bütçe açıklarını göz ardı etti. Ancak şimdi, ülkedeki borç yükünün sürdürülemez bir durum aldığını ve ABD'nin bir "borç şokuyla" karşılaşma riski bulunduğunu ifade ediyor.

ABD'deki Borç Krizi Öğrenci Kredilerini Andırıyor! Neler Oluyor?

Eski Ekonomi Danışmanları Konseyi Başkanı Jared Bernstein, ABD Başkanı Joe Biden'ın tavsiyecilerinden biri olarak, uzunca bir süre bütçe açıklarına daha anlayışlı yaklaşan ekonomi uzmanları arasında yer aldı. Ancak artık bu düşüncesi değişti. Bernstein, New York Times'da kaleme aldığı makalede, ülkenin borç dinamiklerinin giderek daha tehlikeli bir hal aldığını belirtti: “Uzunca bir süre güvercin bakış açısına sahip oldum. Fakat şu anda birçok eski güvercin gibi ben de bir şahin oldum. Çünkü ülkenin bütçe durumu çok daha riskli bir seviyeye ulaşmış durumda.”

Bernstein'a göre, ekonomik büyüme ile borç faiz oranları arasındaki denge artık kaybolmuş durumda. Bu durum, ülkenin bütçe açığını finanse edebilmesini zorlaştırıyor. Hükümetin borçlarını sürdürebilmesi için, GSYİH'nin borç faizinden daha hızlı bir şekilde büyümesi şart. Ancak bu denge, pandemi sonrası artan harcamalar ve yükselen enflasyon ile tehdit altına girmiş görünüyor.

ÖĞRENCİ KREDİLERİNE YANIT

Bernstein'ın çarpıcı karşılaştırması dikkatleri üzerine çekti:
“Bir üniversite mezunu borcunu ödeyebilir, ancak geliri sabit kalırken borcu artmaya devam ederse hızla çıkmaza girebilir. Şu andaki durum da tam olarak buna benziyor.”

Nitekim, öğrenci kredileri örneği oldukça tanıdık bir tablo sergiliyor: 2000 yılında 21 milyon olan federal öğrenci kredisi borçlusunun sayısı, 2020 yılına geldiğimizde 45 milyona ulaştı. Bu süreçte toplam borç ise 387 milyar dolardan 1.8 trilyon dolara fırladı.

FAİZLERDE HIZLI ARTIŞ

ABD'nin borç yükü sadece hacim olarak değil, maliyet açısından da ciddi endişeler doğuruyor. Bağımsız düşünce kuruluşu Committee for a Responsible Federal Budget'a göre, ABD hükümetinin gelecek yıl yalnızca faiz ödemeleri için 1 trilyon dolar harcama yapması bekleniyor. Bu miktar, Medicare ve savunma harcamalarından bile fazla durumda.

Dahası, Bernstein'a göre bu alarm verici tablo daha da kötüleşebilir. Özellikle Donald Trump'ın döneminde uygulanan yüksek gümrük tarifeleri ve vergi indirimleri, ekonomik büyümeyi yavaşlattığı gibi bütçe açıklarını da artırmış durumda. Bernstein, bu politikaların enflasyonu tetikleyip faiz oranlarını yükselttiğini ve dolayısıyla borçlanma maliyetlerinin arttığını ifade ediyor.

“KIRMIZI ALARM” AŞAMASI İÇİN ÇAĞRI

Bernstein, ülkenin büyük bir “borç şoku” ile karşılaşmasını önlemek amacıyla Kongre'ye bir öneride bulundu. Buna göre, kritik ekonomik göstergelerin aşılması durumunda devreye girecek önceden belirlenmiş otomatik önlemler hazırlanmalı. Ekonomi alarm verirse uygulanacak bağlayıcı mali kısıtlamalar geliştirilmelidir.

UYGULAMA UYARILARI ARTIYOR

Bernstein bu görüşleriyle yalnız değil. Goldman Sachs, geçtiğimiz ay yayımladığı bir raporda borç yükünün artık daha dik bir grafik sergilediğini belirtti. Bu raporda, güçlü bir ekonomide dahi ABD'nin birincil bütçe açığının olağanüstü yüksek olduğu ve borcun GSYİH'ya oranının İkinci Dünya Savaşı sonrası zirve seviyelere yaklaştığını vurguladı.