Yılın Sadece 20 Günü Açık: Aşırı Tüketim Cebinizi Sarsar! 1 Çay Kaşığı Yeterli!
Kastamonu’nun sahil kasabalarında yılda sadece 15-20 gün çiçek açan orman gülünden elde edilen deli bal üretimine başlandı. Şifalı bir doğal ürün olarak bilinse de, aşırı tüketimi zehirli etkilere yol açabiliyor. Unutmayın, azı karar, çoğu zarardır.

Karadeniz Bölgesi'nin kıyı kesimlerinde yetişen orman gülü bitkisinin nektarından arılar tarafından elde edilen ve halk arasında "deli bal" adıyla anılan özel bir bal türünün üretim dönemi başladı. Az bir miktar tüketildiğinde bağışıklık sistemini güçlendirdiği bilinen bu özel bal, aşırı tüketiminde ise ciddi sağlık riskleri barındırıyor.
ORMAN GÜLÜNÜN ÇİÇEKLENME SÜRESİ YALNIZCA 20 GÜNDÜR
Deli bal, yalnızca yılın belli bir döneminde çiçek açan orman gülünden elde edilmekte. Bu bitki, özellikle Kastamonu’nun sahil ilçelerinde doğal olarak yetişiyor. Çiçeklenme süresi yalnızca 15-20 günle sınırlı olan orman gülünden, arılar yoğun bir şekilde nektar toplayarak bu eşsiz balı üretiyor. Bu kısacık dönemde arıların depoladığı deli bal, içerdiği zengin besin değerleriyle göz doldurmakta ancak dikkatli tüketim gerektirmektedir.
BİR ÇAY KAŞIĞINDAN FAZLASI ZEHRİ ETKİ YARATABİLİR
Deli balın içinde bulunan “grayanotoksin” adlı bileşen, az miktarda alındığında tansiyonu dengelerken, aşırı alım sinir sistemini etkileyerek baş dönmesi, mide bulantısı ve hatta bilinç kaybı gibi ciddi sorunlara yol açabiliyor. Uzmanlar, bu balın mutlaka bir doktor tavsiyesiyle ve günde yalnızca bir çay kaşığını geçmeyecek biçimde tüketilmesi gerektiğini vurguluyor.
KİLOSU 3 BİN LİRAYA SATILIYOR
Piyasada kilogram fiyatı 2 bin ila 3 bin lira arasında değişim gösteren deli bal, sınırlı üretim kapasitesi ve içerdiği özel bileşenler dolayısıyla oldukça yüksek fiyatlarla satılmakta. Üreticiler, bu balı genellikle kestane balı üretimi döneminde toplayarak saflığını çeşitli analizlerle kontrol ediyorlar.
BİLİMSEL OLARAK TAKİP EDİLİYOR
Kastamonu Üniversitesi Fen Fakültesi’nden akademisyenler ve öğrenciler, bölgedeki bal çeşitlerini bilimsel bir çerçevede inceliyorlar. Prof. Dr. Talip Çeter’in liderliğindeki projede, Batı Karadeniz illerinden elde edilen bal ve propolis örnekleri mikroskopik ve kimyasal analizlere tabi tutulmakta. Balın hangi bitkilerden elde edildiğini tespit etmek amacıyla bölgede yetişen bitki örtüsü de eş zamanlı olarak araştırılıyor.
KESTANE BALIYLA KARIŞMA RİSKİ VAR
Deli balın üretim dönemi, kestane ağaçlarının çiçek açma zamanı ile örtüşmesi nedeniyle bu iki balın karışma olasılığını artırıyor. Arıcıların topladığı kestane balında bile az miktarda deli bala rastlanabiliyor. Bu durum, balın etiketlenmesi ve pazarlamasında dikkat edilmesi gereken önemli bir unsur olarak öne çıkıyor. Prof. Dr. Talip Çeter, bu tür ballarda zehirli bileşenlerin analiz edilmesi gerekliliğinin altını çiziyor.
POLEN YAPILARI ARILARI ZORLUK YAŞATIYOR
Orman gülü çiçekleri, dört polenin birbirine bağlı özel bir yapıda bulunuyor. Bu yapı, arıların polenleri taşımakta zorluk çekmesine neden olurken, nektar toplayabilmelerini artırıyor. Diğer yandan kestane çiçeğinin polenleri daha küçük olduğundan, bu polenler koloniye daha kolay ulaşabiliyor. Dolayısıyla polen analizlerinde deli bal, kestane balı olarak algılanabiliyor ki bu da uzman analizlerinin önemini artırıyor.
ARICI KESİMİ SAĞIMLARA BAŞLADI
Kastamonu’nun sahil bölgelerinde arıcılar, deli bal sezonunun açılmasıyla birlikte sağım faaliyetlerine hız verdi. Kastamonu Üniversitesi doktora öğrencisi Serhat Karabıcak, hem kestane hem de deli bal üzerine araştırmalar yapıldığını belirterek, Karadeniz'in bu eşsiz balının kalite yönünden de detaylı bir şekilde incelendiğini ifade etti.