Son Dakika! Erdoğan Kızılcahamam'da Geçmiş Hataları Değerlendirdi: Bedeli Birlikte Ödendi!

Erdoğan'ın konuşmasında öne çıkan noktalardan bazıları şunlardır:

"Dava ve yol arkadaşım, aynı zamanda danışmanım olan Yiğit Bulut kardeşimizi ebediyete uğurladık. Bugün inşallah Karacaahmet’te defnedilecek. Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi'nde kılınacak ikindi namazıyla Hakk'a teslim edeceğiz. Bu toplantı dolayısıyla merasime katılamıyoruz, ama teşkilatımız orada olacak. Onlar bu değerli merasime katılacaklar. Çok ciddi bir hastalık süreci geçirdi. Kendisine hastanede ziyarette bulunduğumda durumu gerçekten içler acısıydı. Ama biz her zaman söyleriz; kaderin üzerinde bir kader mevcuttur. Ve kendisinin temkinli, teslimiyet içinde olduğunu gördüm. Rabbim taksiratlarını hasenata dönüştürsün, mekanı cennet olsun inşallah. Haydi, beraberce birer Fatiha okuyarak görevimizi yapalım.

Malumunuz, altı gün önce 12 vatan evladımızı, 12 kahramanımızı şehit verdik. Milletçe yüreğimiz büyük bir acı ile dağlandı. Konuşmanın başlangıcında tekrar Pençe-Kilit bölgesindeki arama faaliyetleri esnasında metan gazına maruz kalıp şehit olan Mehmetçiklerimize Allah’tan rahmet, ailelerine ve aziz milletimize sabır diliyorum. Onlar, şehitlik mertebesiyle onurlandılar. Ebedi diriliği inşallah kazanmışlardır. Hepsinden Allah razı olsun. Mekanları cennet olsun.

41 yıl önce, 14 Ağustos 1984 tarihinde Siirt’in Eruh ve Hakkari’nin Şemdinli ilçelerinde bölücü terör örgütü ilk eylemini gerçekleştirdi. Bu saldırıda iki askerimiz şehit oldu ve dokuz sivil vatandaşımız yaralandı. Terör örgütü daha sonra çeşitli saldırılar düzenlemeye devam etti. Yaklaşık 10 bin güvenlik görevlisi, 50 bine yakın vatandaşımız hayatını kaybetti. Onları unutmadık ve unutmayacağız. Vatanımız sonsuza dek var olacak, ay yıldızlı bayrağımız her daim semalarımızda özgürce dalgalanacak. Vatan topraklarını kanlarıyla sulayan, al bayrağımızı onurlandıran şehitlerimiz bizim için her zaman birer baş tacı olacaklar.

1984’teki ilk saldırıdan sonra terör, Türkiye’de giderek yayıldı. Birçok hükümet geldi, hepsi terörün kökünü kazıyacağına dair sözler verdi. Ancak terör bitsin diye gereken adımlar atılamadı. Devletin bazı yanlış uygulamaları bunda etkili oldu. Beyaz Toroslar, faili meçhul cinayetler ve Diyarbakır Cezaevi bunlar arasındaydı. Hukuksuz ve meşruiyet dışı yöntemler, terörün yayılmasına sebep oldu. Sadece şehit vermekle kalmadık, Türkiye bu tür saldırılarla istikrarsız hale geldi. Dışarıda da 2 trilyon doları aşan bir bedelle karşılaştık.

3 Kasım 2002 seçimlerinden sonra iktidara geldiğimizde terör sorununu çok yönlü bir bakış açısıyla ele aldık. Bir yandan mücadele ederken, diğer taraftan teröre zemin hazırlayan sorunları gidermeye yönelik adımlar attık. Birlikte yaşama ve kardeşliğin hukukunu tesis etmek amacıyla tarihi atılımlar gerçekleştirdik. İçeride demokrasi ve insan hakları alanında sessiz devrimler yaparken, dış siyaset alanında yoğun bir diplomasi süreci yürüttük. Savunma sanayimizi güçlendirdik ve silahlarımızı kendimiz üretmeye başladık. Sınır ötesi operasyonlarla sınırlarımızı güvence altına aldık. 15 Temmuz’dan sonra FETÖ’yü tüm kurumlarımızdan temizledik. Terörle mücadelede yaşanan ihanetleri ortadan kaldırdık.

Son yıllarda terör örgütünün eylem kabiliyetini önemli ölçüde kırdık. Irak’taki harekâtlarımız ve Suriye’de 8 Aralık’ta gerçekleştirilen devrim, terörle mücadelemizi güçlendirdi. Sayın Devlet Bahçeli'nin çağrısı doğrultusunda "Terörsüz Türkiye" projemiz için bir dizi adım attık. Güvenlik birimlerimiz, koordineli bir şekilde çalıştı. Bu fırsat penceresini değerlendirmek için dikkatli bir süreç yürütüldü. İmralı’nın çağrısı üzerine terör örgütü kongre yaptı ve kendisini feshettiğini duyurdu. Dün, örgüt silahlarını bıraktığını açıkladı.

Son dakika haberinin detayları hazırlanıyor...

Son dakika haberinin detayları hazırlanıyor...