Siber Güvenlikte Dönüşüm Fırsatları! Semra Erişkon'dan Kritik Kırılma Noktaları
Siber güvenlik alanında yaşanan gelişmelere rağmen, insan faktörü hâlâ kritik bir rol oynamakta. 23 yıllık tecrübesiyle küresel satış organizasyonlarını sıfırdan oluşturan ve liderlik kültürlerini dönüştüren Semra Erişkon, siber güvenliğin mevcut durumu ve geleceği üzerine görüşlerini paylaşıyor.

Siber güvenliğin geleceği, teknolojinin dinamik gelişimiyle yeniden şekilleniyor. 23 senelik tecrübesiyle uluslararası satış organizasyonlarını sıfırdan inşa eden, liderlik kültürlerini dönüştüren ve yenilikçi teknolojilere öncülük eden siber güvenlik uzmanı Semra Erişkon, teknolojinin hızla değiştiği ve tehditlerin çeşitlilik gösterdiği bu dönemde siber güvenliğin mevcut durumunu ve gelecekte hangi yöne evrileceğini değerlendirdi.
“Siber güvenlikte güçlü olmak için sadece teknik önlemler almak yeterli değil”
Son beş yılını geçirdiği teknoloji şirketinde global satış alanını baştan aşağı yapılandıran Semra Erişkon, yalnızca müşteri ağını değil, aynı zamanda liderlik kadrosunu ve iş ortaklarını da yeniden inşa etti. 80 kişilik uluslararası bir satış ekibinin kurulmasında önemli katkı sağladı. Erişkon, aynı dönemde şirketin üst üste üç yıl boyunca %300’ün üzerinde bir satış artışı sağladığını belirterek, siber tehditlere karşı etkili bir savunmanın gerekliliklerini sıraladı:
“Bir kuruluşun siber güvenlik alanında güçlü bir performans sergileyebilmesi yalnızca teknik çözümlere yatırım yapmakla değil, bu bakış açısını bir kurum kültürü haline getirmesiyle mümkündür. Siber güvenlik, insan, süreç ve teknoloji bileşenlerinin kesişim alanında var olan bir disiplindir.”
“Gelişim yalnızca teknolojiyle değil, düşünce yapısında da başlıyor”
Siber güvenlik çözümleri alanında son beş yılda yalnızca teknolojik gelişmeler yaşanmadı, aynı zamanda iş yapış şekilleri, işbirlikleri ve liderlik algısında da önemli değişimler meydana geldi. Semra Erişkon bu dönüşümü şu şekilde özetledi: “2020 yılından sonra uzaktan çalışmanın kalıcı hale gelmesiyle güvenlik anlayışının sadece ofis duvarlarıyla sınırlı olamayacağı anlaşıldı. SASE, Zero Trust, XDR gibi yaklaşımlar hızla benimsenmeye başlandı. Bu dönemde güvenlik altyapısının yanı sıra, karar alma süreçleri de değişim geçirdi. Her seviyede farkındalık oluşturmak artık bir gereklilik. Ayrıca yapay zekanın hem siber saldırılarda hem de savunma mekanizmalarında büyük bir rol oynadığını unutmamak gerekiyor. Yapay zeka destekli saldırılar giderek daha karmaşık hale gelirken, savunma tarafında XDR, SOAR ve otomatik tehdit analiz platformları kaçınılmaz hale geldi. Ancak, siber güvenlikte teknolojinin yanı sıra insan kaynağı, bilgi ve stratejik refleksler hala belirleyici önem taşıyor.”
“Siber güvenlik pazarı büyüyor ama yetenek açığı hâlâ en büyük tehdit”
Küresel siber güvenlik pazarının 2025 yılı itibarıyla 250 milyar doları geçmesi ve yıllık ortalama %11 büyüme göstermesi beklenirken, kalite ile nicelik arasındaki dengeyi vurgulayan Semra Erişkon, “Siber güvenlik alanında bugün yetenek açığı 3 milyonun üzerinde. Kadın temsili ise hâlâ yeterli seviyede değil. İnsan faktörü, saldırıların zayıf halkası olmaya devam ediyor. Bu nedenle, teknik sistemlerin yanı sıra organizasyonel yapının da eğitilmesi, geliştirilmesi ve güçlendirilmesi gerekiyor. Proaktif savunma ve stratejik esneklik olmadan sürdürülebilirlik mümkün değil.” diyerek, siber güvenlik stratejilerinin değişken risk ortamlarına uyum sağlaması gerektiğini vurguladı: “Risk yönetimini yalnızca teknik unsurlarla değil, iş hedefleriyle entegre bir şekilde planlamak gerekiyor. Bu durum, sürdürülebilir siber güvenlik için stratejik esnekliği zorunlu kılıyor.”
“Girişimlerden kurumsal devlere, güvenliği kültür haline getirmeliyiz”
Hem kurumsal yapılar hem de girişimlerle kazandığı deneyimlerden faydalanarak farklı ölçeklerdeki organizasyonları destekleyen Semra Erişkon, gelecek dönem için edindiği bilgi birikimini paylaşmak ve daha geniş bir etki yaratmak arzusuyla değerlendirmelerini sonlandırdı: “Girişimlerle birlikte büyümek birçok ders içeriyor. Artık birikimimi daha geniş kitlelerle paylaşmak ve toplumsal fayda sağlamak istiyorum. Çünkü nihai hedefe ulaşmanın yanı sıra, o yolculuğu nasıl gerçekleştirdiğiniz de oldukça önemli.”