Selçuk Özdağ: Şehitlerimizin Sorumluları Adalet Önünde Hesap Vermeli!

Gelecek Partisi'nden Selçuk Özdağ, Pençe-Kilit Harekâtı’nda 12 askerin şehit olmasına neden olan ihmalleri sorguladı. Eski milletvekili A.H. Çamlı’nın Cumhuriyet’e ilişkin ifadelerine de sert bir yanıt verdi. Özdağ, “Bu millet, şehidine ve değerlerine sahip çıkar” ifadesini kullandı.

Selçuk Özdağ: Şehitlerimizin Sorumluları Adalet Önünde Hesap Vermeli!

Gelecek Partisi Manisa milletvekili ve Yeni Yol Grubu Grup Başkanvekili Selçuk Özdağ, gündemdeki önemli konulara değindi. Özdağ, Pençe-Kilit Harekâtı sırasında metan gazı nedeniyle hayatını kaybeden 12 askerin durumu üzerine sorumluluklar ve ihmalleri sorguladı. Özdağ, "Bu durum sadece bir yas meselesi değil, aynı zamanda sorumluluk bilinci gerektirir" ifadelerini kullandı. Açıklamalarının devamında ise geçmiş AK Parti milletvekili A.H. Çamlı’nın Cumhuriyet ve Atatürk hakkında sarf ettiği sözlere karşı sert bir duruş sergileyerek, "Bu tür nefret söylemleri, karşılıksız kalmamalıdır" dedi.

Peniçe-Kilit Harekâtı çerçevesinde yürütülen arama-tarama faaliyetlerinde şehit olan 12 Mehmetçiğin ardından ortaya çıkan gelişmeleri değerlendiren Özdağ, bu acı olayla ilgili kamuoyunun aklında kalan soruları gündeme getirdi. Özdağ, Milli Savunma Bakanlığı ve ilgili diğer kurumlara şu soruları yöneltti:

Şehit Üsteğmen Nuri Melih Bozkurt’un Durumu:

1. 2022 yılında teröristler tarafından şehit edilen Üsteğmen Nuri Melih Bozkurt’un cenazesi üç yıl boyunca neden teslim alınmamıştır?

2. Bu bilgi niçin kamuoyundan gizlenmiş, yalnızca 6 Temmuz’daki üzücü olay sonrasında mı kamu ile paylaşılmıştır?

Şehit Haberlerinin Gecikmesi:

3. 12 askerimizin şehit olduğu haberi neden saatler hatta günler sonrasında kamuya duyurulmuştur?

Öcalan Ziyareti ve Bilgi Akışı:

4. Olayın gerçekleştiği gün sabahında Abdullah Öcalan’ı ziyaret eden DEM Partisi milletvekilleri, Öcalan’ın şehitler hakkında bilgi sahibi olduğunu belirtmiştir. Bu bilgi Öcalan’a nasıl ulaştı?

5. Tam korumaya sahip bir cezaevinde bulunan bir mahkûma, kamuoyuna duyurulmamış bilgilerin nasıl iletildiği sorusu gündeme gelmektedir. Bu durum nasıl açıklanabilir?

Şehit Sayısındaki Değişiklik:

6. Şehit sayısının önce 5, ardından 8 ve en son 12 olarak duyurulması, askerlerin farklı zaman dilimlerinde mağaraya girmesiyle mi alakalıdır?

7. Eğer bu doğruysa, bu durumu gösteren bir tedbirsizlik sürecinin varlığı söz konusu mu?

8. Alternatif bir durum varsa yani askerler eş zamanlı olarak mağaraya girmişse, metan gazının anlık etkisiyle hepsinin aynı anda şehit olması gerekir. O halde neden sayı aşamalı olarak açıklandı?

Donanım ve Güvenlik Eksiklikleri:

9. Askerlerimiz neden dedektör ve korunma cihazları olmadan mağaraya gönderilmiştir?

10. Mağara öncesinde gaz tespiti için bir çalışma yapılmış mıdır? Hangi cihazlar kullanılmış ve hangi sonuçlar elde edilmiştir?

11. Gaz maskesi ve diğer gerekli koruyucu ekipmanlar arama-tarama timine sağlanmış mıdır?

12. Bir risk analizi gerçekleştirilmiş midir?

13. Hastane olarak bilinen mağarada, metan üretimine yol açabilecek tıbbi, organik, biyolojik ya da kimyasal maddelerin varlığı dikkate alınmış mıydı?

Olay Öncesi Video ve Paylaşımlar:

14. Bazı şehitlerimizin olaydan hemen önce, tehlikeli görevin farkında olduklarını gösteren bazı videolar mevcuttur. Bu durum, görev tehlikelerinin bilincinde olunduğunu ancak gerekli tedbirlerin alınmadığını mı gösteriyor?

Komuta Zinciri ve Soruşturma:

15. Avaşin bölgesinde, üst düzey komutanların da bildiği iddia edilen mağara içine asker sevk etme emrini kim vermiştir? Bu durum kayıt altına alınmış mıdır?

16. Milli Savunma Bakanlığı, TSK ya da diğer ilgili kurumlar bu olayla ilgili herhangi bir adli ya da idari soruşturma başlatmış mıdır? Varsa bu soruşturmada kim ya da kimler yer almaktadır?

Özdağ, NATO’nun ikinci en büyük ordusuna sahip Türkiye’de, böyle bir operasyonun teknik eksikliklerle gerçekleştirilmesinin kabul edilemez olduğunu belirtti. Şehit askerlerimize rahmet, ailelerine ve tüm millete başsağlığı dileyen Özdağ, "Bu olay sadece bir acı olarak kalmamalı; aynı zamanda sorumluların tespiti konusunda da gereklidir" diye ekledi.

CUMHURİYETE DÜŞMANLIKTA SINIR TANIMAYANLAR: A.H. ÇAMLI VE BENZERLERİ

Açıklamalarının ilerleyen kısmında Özdağ, eski AK Parti Milletvekili A.H. Çamlı’nın Cumhuriyet ve Atatürk'e yönelik hakaret içeren söylemlerine sert bir yanıt verdi.

“Kanlı 1923 darbesi”, “helalleşme” ve “yeni sayfa” gibi ifadelerle Cumhuriyet’in meşruiyetini tehdit eden bu açıklamaların cezasız kalmasının, bu tür zihniyetlerin yayılmasına zemin hazırladığını belirtti. A.H. Çamlı'nın Atatürk ve kurucu değerlere yönelik açık hakaretlerinin savcılıkta karşılık görmemesinin düşündürücü olduğunu ifade etti.

“Bu tür sözler, yalnızca bir bireyin ruhsal dengesizliği olmayıp; iktidar çevresinde artan bir zihniyetin yansımasıdır” diyen Özdağ, Osmanlı torunu söylemlerinin arkasına sığınarak Cumhuriyet karşıtlığı yapan kişilerin, vakıf mülklerine de çökmeye devam ettiklerini vurguladı.

DEĞERLERİ SAVCILAR DEĞİL, MİLLET KORUR

Özdağ, düşünce özgürlüğünü savunduğunu, fakat bu özgürlüğün hakaret ve nefret söylemlerine dönüşmesine izin vermediklerini belirterek, şu açıklamada bulundu:

“Atatürk ve Cumhuriyet değerlerinin savunulması, savcılara bırakılacak bir durum değil. Bunları koruyacak olan, bu değerleri özümsemiş halkımızdır. Bugünkü vicdanlı ve olgun toplumsal tepkiler gibi.”

YENİ YOL GRUBU OLARAK ÇAĞRIMIZDIR

Selçuk Özdağ, açıklamalarının sonunda şunları vurguladı: TSK ve Milli Savunma Bakanlığı derhal kapsamlı bir soruşturma başlatmalıdır. Şehitlerimizle ilgili kamuoyuna açık ve şeffaf bilgi sağlanmalıdır. Atatürk ve Cumhuriyet değerlerine yönelik saldırılara karşı hukuki ve toplumsal hassasiyet gösterilmesi şarttır. İfade özgürlüğü adı altında nefret dilinin normalleştirilmesine asla müsaade edilmemelidir.