Cuma Hutbesinin Konusu Açıklandı! 4 Temmuz 2025 Tarihli Metin ve Detaylar Burada!
Bu haftaki Cuma hutbesinin konusu açıklandı. 4 Temmuz Cuma Hutbesi, Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından yayımlandı. Hutbede, Peygamber Efendimiz (s.a.s) tarafından "hürmete layık" olarak belirtilen Muharrem ayının önemi üzerinde duruldu. Ayrıca, 10 Muharrem Âşûrâ gününün 5 Temmuz Cumartesi günü kutlanacağı hatırlatıldı. Cuma hutbesi 4 Temmuz 2025 tam metni ve detayları için incelemeyi unutmayın.

Bir başka Mübarek Cuma gününe daha erişmiş bulunuyoruz. 4 Temmuz Cuma hutbesinin konusu ve metni, araştırmalar ile gün yüzüne çıkma aşamasına geldi. “Geleceğe Ferasetle, Geçmişe İbretle Bakalım” başlığı altında ortaya konulan hutbe, Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından duyuruldu. Bugün, Türkiye'nin 81 ilindeki camilerde okunacak olan hutbede şu ifadelere yer verildi: “Peygamber Efendimiz (s.a.s), ‘Ramazan'dan sonra tutulan en faziletli oruç, Allah'ın ayı olan Muharrem ayında tutulan oruçtur’ buyurmuştur." İşte, 4 Temmuz 2025 Cuma hutbesinin tam metni, PDF formatında indirip okuyabilirsiniz.

GELECEĞE FERASETLE, GEÇMİŞE İBRETLE BAKALIM
Değerli Müslümanlar!
Peygamber Efendimiz (s.a.s)'in “hürmete layık” olarak bahsettiği Muharrem ayının içerisindeyiz. Yarın 10 Muharrem Âşûrâ günü. Peygamberimiz (s.a.s), “Ramazan'dan sonraki en değerli oruç, Allah'ın ayı olan Muharrem ayında tutulan oruçtur” demiş ve Âşûrâ gününü, bir gün öncesi veya bir gün sonrası ile birlikte, iki gün oruçlu geçirilmesi için bizlere tavsiye etmiştir.

Kıymetli Müminler!
Hicri takvimdeki ilk ay olan Muharrem ile Rabbimizin emir ve yasaklarına ne denli titiz bir şekilde uymamız gerektiğini, aynı zamanda Peygamberimiz (s.a.s)'in güzelliklerle dolu ahlakını kendimize örnek almayı bir kez daha idrak ederiz. Sevgili Peygamberimiz (s.a.s), tüm insanlığa gönderilmiş bir rahmet elçisi olarak bizlere hürmet, sevgi ve nezaket gibi erdemleri benimsetmişken; kin, düşmanlık ve haset gibi olumsuz duygulardan arınmayı da o öğretti. İnsana saygı göstermeyi, kutsallara saldırmamayı, toplumda fitne ve fesat yaratmamayı; yetimlerin ve mazlumların yüzünü güldürmeyi, kadınlara ve çocuklara hak ettikleri önemi vermeyi bize o gösterdi.

Değerli Müslümanlar!
Bugün bizlere düşen; Peygamberimizin (s.a.s)'in Sünnet-i seniyyesine sıkı sıkıya sarılmak ve O'nu herkesten daha çok sevmektir. Ona duyulan hürmet ve saygının, Rabbimizin emri ve imanımızın gereği olduğunu unutmamak, “Hep birlikte Allah'ın ipine sımsıkı sarılın, bölünüp dağılmayın” ayetine içtenlikle bağlı kalmaktır. Birlik ve beraberliğimizi tehdit eden söz ve davranışlardan uzak durmak; inancımıza ve değerlerimize saldıran iç ve dış şer odaklarına karşı uyanık olmaktır.

Müminler!
Âşûrâ günü, bizlere Hz. Hüseyin Efendimizin ve onunla birlikte yetmişe yakın Müslümanın Kerbela'da şehit edildiği acı olayı hatırlatıyor. Ne yazık ki, bugün Müslümanlar, bu olaydan gerekli dersleri çıkaramadıkları ve kardeşlik bilinci ile hareket etmedikleri için, İslam'a ve insanlığa düşman olan zalimler, başta Gazze olmak üzere birçok yerde zulümlerine devam etmektedir.
Böylesine bir ortamda bizlere düşen; geçmişe yönelik ibret alarak geleceği daha iyi görmektir. İslam'ın hayat kaynağı olan ilkelerine sıkı sıkı sarılmaktır. Kur’an’a ve Peygamber Efendimiz (s.a.s)’e yönelen çirkin saldırılara karşı tek yürek olmaktır. “Birbirinizle ilişkiyi kesmeyin, birbirinize sırt çevirmeyin, birbirinize kin ve haset beslemeyin. Ey Allah’ın kulları! Kardeş olun” hadisini esas alarak kardeşliğimizi güçlendirmektir. “Düşmanlarınıza karşı gücünüz yettiği kadar hazırlık yapın” emrine riayet ederek; başta bilim ve teknoloji olmak üzere, her alanda güçlü durmaktır.
Bu vesileyle, serdâr-ı şüheda Hz. Hüseyin Efendimiz’in yanı sıra, hak ve hakikat uğruna canlarını feda eden bütün şehitlerimizi rahmet ve minnetle anıyorum.

Kıymetli Kardeşlerim!
Son zamanlarda orman yangınları ile etkin bir mücadele içerisindeyiz. Ülkemizin ciğerleri yanıyor. Ormanlarla birlikte açık alanlarda yangın çıkmasına sebep olabilecek davranışlardan kaçınalım ve yetkililerin uyarılarına kulak verelim. Yüce Rabbim, milletimizi ve ülkemizi her türlü afet ve felaketten korusun.

Hutbemizi, Enfâl sûresinin 46. ayetinin meali ile sonlandırıyorum: “Allah’a ve Resûlüne itaat edin ve birbirinizle çekişmeyin. Sonrasında gevşersiniz, gücünüz, devletiniz gider. Sabırlı olun. Şüphesiz, Allah sabredenlerle beraberdir.”
