Ağrılılar Fırsatı Kaçırdı! Ordulu Kardeşlerin Dağlardaki Sıradışı Yaşamı
Ağrı'nın eşsiz florasından faydalanan Ordulu göçer arıcı Ali Karaman ve kardeşleri, dört ay boyunca dağlarda kalarak en iyi balı üretiyor. Karaman ailesi, doğayla iç içe yaşamı geçim kaynağı ve bir tutku olarak benimsiyor.

Ağrı’nın çiçeklerle donatılmış dağları, her yıl pek çok ilden gelen göçer arıcılara ev sahipliği yapmaya devam ediyor. Bu yıl da Ordulu Karaman ailesi, bu doğal güzelliklerde yer alarak arıcılık yapmanın mutluluğunu yaşıyor. Ali Karaman, eşi Hanife ve kardeşleri Ahmet ile Durmuş, doğayla iç içe bir yaşam sürdürüyor ve Türkiye'nin en kaliteli ballarından birini üretmenin gururunu taşımaktadır.
ORDULU GÖÇER ARICILAR AĞRI DAĞLARINDA
Arıcılığa 1998 yılında bir hobi olarak başlayan 70 yaşındaki Ali Karaman, zamanla bu aktiviteyi tutku dolu bir meslek haline dönüştürdü. Her yıl kovanlarını Ağrı’nın yüksek rakımlı bölgelerine taşıyan Karaman, ailesi ile birlikte baharın ilk aylarında yola düşüyor. Yaz boyunca Yukarı Yoldüzü köyü çevresindeki dağlık alanlarda bal üretimi gerçekleştiriyor. Ağrı'nın eşsiz bitki örtüsünün bal kalitesine sağladığı katkıları vurgulayan Karaman, "Tüm Türkiye'ye bal gönderiyoruz, memnuniyet oranları oldukça yüksek; ama bu balın gerçek değeri henüz yeterince anlaşılamadı" ifadelerini kullandı.
AĞRI’NIN BİTKİ ZENGİNLİĞİ BALIN KALİTESİNİ ARTIRIYOR
Bu yıl bölgede etkili olan yağışlar, çiçek çeşitliliğini ve bitki örtüsünü önceki yıllara nazaran daha zengin hale getirdi. Karaman ailesi, bu doğal güzelliklerin daha yoğun aromalı ve kaliteli bal üretimine katkı sağladığını ifade ediyor. Arılarını tamamen organik bir ortamda besleyen aile, hiçbir kimyasal müdahaleye başvurmadığını belirtiyor.
Ali Karaman, arıcılığı yalnızca bir iş değil, aynı zamanda yaşam tarzı olarak değerlendiriyor. "Arılara karşı bir sevgi besliyoruz, sıklıkla peteği öpmek istiyorum; bazen de onlara sinirleniyorum. Bu iş, sevgiyle yapılmadığı takdirde oldukça zor" diyen Karaman, kardeşlerine bu tutkuyu da aşılamış durumda.
“DÖNDÜĞÜMÜZDE EVİMİZ SARAY GİBİ GELİYOR”
Ali Karaman’ın eşi Hanife Karaman, yalnızca arılarla değil, günlük yaşamın tüm zorluklarıyla da başa çıkıyor. Barakada geçen dört ay zarfında yemek hazırlıyor, çamaşır ve bulaşık yıkıyor. Hanife Karaman, "20 yıldır eşimle birlikte bu işi yapıyoruz. Her yıl Ağrı'ya gönüllü olarak geliyoruz. Burası zorlu ama aynı zamanda huzur verici. Sevgisiz bu yaşam sürdürülemez" diyerek doğaya olan bağlılıklarını dile getiriyor.
Göçer Hayat, Kardeşlik ve Emek Dolu
Kardeşlerinden Ahmet Karaman, bu yıl Ağrı’ya daha erken gelmenin ve dağlardaki çiçek bolluğunun kendilerini çok heyecanlandırdığını belirtti. Arıların azmine yetişmeye çalışan üç kardeş, sabahın erken saatlerinden gün batımına kadar doğayla iç içe yoğun bir emek harcıyor. Karaman Ailesi, ağustos ortasında gerçekleştirecekleri bal hasadı sonrasında memleketleri Ordu'ya dönmeyi planlıyor. Ali Karaman, Ağrı balının hem lezzet hem de kalite açısından Türkiye'de hak ettiği değeri göremediğine inanıyor. Aynı bölgeyi tercih etmelerinin başlıca sebebinin doğallık ve verimlilik olduğunu ifade eden Ali Karaman, bu değerlerin daha fazla tanıtılması gerektiğini vurguluyor.